Trump ABD Başkan'ı seçildiğinde yine bu köşede naçizane değerlendirmelerde bulunmuş ve ABD’nin devlet Ada'mı dahi olmayan bir siyasetçinin elinde popülizm ve 21. yy milliyetçiliğine savrulduğundan bahsetmiştim. Bu popülist siyaset içinde Başkan Trump müesses nizam ve sistemi zora sokacak birçok karar aldı. Hatırlarsanız ABD-Meksika sınırına duvar örmek, İran nükleer antlaşmasından çekilmek ve ABD büyükelçiliğini Tel-Aviv’den Kudüs'e taşıyarak Kudüs'ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmek akla hemen gelenler. Yine sizlerle fikirlerimi paylaştığım “Küdüs’ü Başkent İlan Etmek Sorumsuzca Atılmış Bir Adımdır” başlıklı yazımda “Orta Doğu halklarının ve özellikle Filistinlilerin yaşadığı sıkıntılar sanki yeterli değilmiş gibi bu atılan adım maalesef Filistinlileri, bölgede yaşayan diğer halkları ve hatta İsraillileri de çok zor durumlara sürükleyecek ve Orta Doğu’da yakın gelecek içinde bir istikrarın oluşmasının ihtimallerini dahi ortadan kaldıran bir adımdır.” şeklinde yorumda bulunmuştum. Geçtiğimiz hafta yaşananlar benim tasvir etmeye çalıştığım durumdan daha da vahim bir sonuç doğurdu. Kudüs'e taşınan büyükelçilik binasının açılışı sırasında İsrail Ordusu Gazze’de yapılan gösterilere insanlık dışı bir müdahalede bulunarak 59 sivilin ölümüne ve 2771 sivilin yaralanmasına neden oldu.
İnsanın bölgeden gelen fotoğrafları görünce ne aklı ne de vicdanı kabul etmekte zorlanıyor yaşanan acının ve saçmalığın boyutunu. Bir tarafta büyükelçilik açılış seremonisinde bulunan Başkan Trump’ın kızı Ivanka Trupmp ile damadı Jared Kushner’in mutluğu ile kim bilir hangi modacının elinden çıkmış yüzbinlerce dolar değerindeki kıyafetleri içindeki gülümsemeleri ve diğer tarafta 59 sivil kayıp ve yüzlerce yaralı. Fizikle uğraşan bilim adamalarının zihnini yıllardır meşgul eden bir teori vardır; Paralel Evren Teorisi. Çok karmaşık bir teori olmakla beraber özetle “Farkına varamadığımız ve de asla varamayacağımız ya da bir gün varabileceğimiz sonsuz sayıdaki evrenden rastgele bir tanesinde yaşayan basit bir canlı türü olabiliriz.” Bence artık fizikçiler Kudüs ve Gazze’den gelen son fotoğraflara baktıklarında paralel evrenlerde bulunan iki ayrı toplumu görebileceklerdir. Birbirinden bu kadar farklı ve kopuk yan yana iki coğrafya (evren) ve İsrail’in kimseyi umursamaz politikalarına hiç bir uluslararası aktörün dur diyememesi; inanılmaz bir durum ve ne yazık ki bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor.
İsrail-Filistin Sorunu tarihi, siyasi, hukuki ve teolojik boyutu olan çok katmanlı bir mesele olmakla beraber sorunun en önemli çözüm bekleyen konusu da tarihi kent Kudüs’ün statüsüdür. Bu kadar önemli bir konunun vizyonsuz, popülist ve devlet adamı dahi olamamış bir siyasetçinin elinde oldu bittiğe getirilmesi ise kabul edilmemesi gereken bir durumdur.