Yerel gazetelerdeki son yazımda ABD’nin İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye düzenlediği suikastın ardından İran’ın yaşanan krizi nasıl yönetemediğinden ve Avustralya’da yaşanan devasa boyuttaki yangınların ardından ülkenin Başbakanı’nın krizi yönetemediğini itiraf etmesinden ve günümüzde krizi yönetimi çalışmalarının öneminden bahsetmiştim.
İçinde bulunduğumuz dönem bir değişim çağı ancak değişimin getirdiği belirsizlik, belirsizliğin neticesinde ise büyük bir karmaşa içindeyiz. Ne yazık ki ben geçen yazımı kaleme aldıktan sonra ülke olarak üst üste bizleri çok üzen krizlerle karşılaştık. Elazığ’da yaşanan deprem, Van’da yaşanan çığ, Suriye’de şehit olan askerlerimiz ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pisten çıkan uçak…Her bir hadise kendi içerisinde ayrı uzmanlıkları gerektiren bir durum olmakla birlikte kriz yönetimi açısından ne kadar çok yol almamız gereken yanlarını görmek bu hususlar üzerine uzun yıllardır eğitim-seminerler organize eden biri olarak benim için inanılmaz üzücü oldu. Belirtmek isterim ki tüm dünyayı ilgilendiren Corona adlı virüs kaynaklı yaşanan kriz de ileride kriz yönetimi üzerine yapılacak birçok bilimsel çalışmaya konu olacak düzeyde bir örnek. Gördüğünüz gibi günümüzde her an hangi farklı sorunla karşılaşacağınızı öngörebilmek çok güç hale geliyor. Bu öngörü ve çözüm yeteneğini arttırmanın yoluysa eğitim, eğitim ve eğitim…Günümüzde bilginin ömrünün ne kadar kısaldığını düşündüğümüzde bu eğitim pek tabi yaşam boyu eğitim düzeyinde kurumların ele alması gereken bir husus.
Geçen yazımda şunları dile getirmiştim, “Günümüz iletişim çağında yaşanan krizleri yönetmek için kriz yönetimi ve stratejik iletişim alanlarının temel doğrularını uygulamak en ciddi yönetişim şekli olmalıdır. Bu temel doğrulardan bir haber şekilde yönetmeye çalıştığınız krizlerin sonunda, siz krizi değil kriz sizi ve kurumunuzu yönetir. Krizlerin çeşidi her ne olursa olsun günümüz karmaşık dünyasında krizlere karşı hazır olmak, kurumsal devamlılık için olmazsa olmazdır. Bu nedenle mümkünse krizler oluşma aşamasındayken müdahale edip önlemek ya da kriz oluştuğunda gerekli kriz yönetme kabiliyetine sahip olarak krizin süresini en aza indirmek amaçlanmalıdır. Krizin olası zararlarını en aza indirmek için doğru tespitler yapabilmek, hızlı ve etkin kararlar alabilmek, doğru planlama ve örgütlenme stratejisini oluşturmak çok önemlidir. Bu konuda birçok eğitim, seminer çalışması yapan bir araştırmacı-eğitimci olarak söyleyebilirim ki günümüz belirsizlikler çağında yönettiğiniz kurumda, şehirde yada bu iki örnekte olduğu gibi ülkede ummadığınız anda yaşanan bir kriz kelebek etkisi teorisinde olduğu gibi katlanarak tahmin edilmesi güç sonuçlara sizi götürebilir. Bu nedenle gerekli kriz yönetimi araçlarını geliştirmek, kurumsal hazırlığı sağlamak çok önemlidir. Unutmayın bu araçlara ihtiyacınız olduğunuzda sahip değilseniz artık sizin için çok geçtir. Bu nedenle her an bir deprem, yangın ya da terör saldırısı olabilecek gibi hazır olmak günümüz belirsizlikler çağında hem kurumsal hem de toplumsal açıdan çok önemlidir.... Onlarca canı kaybetmişken şehirlerimizi ve ülkemizi yönetenlerin konuyla ilgili gerekli eğitimler ve çalışmalar üzerinde durmalarını temenni ediyorum.”
Umarım ki iktidar yada muhalefetiyle, kamu ya da özel sektörüyle büyük, küçük ayırt etmeksizin kurumlarımızı “Kriz Yönetimi” üzerine eğitmek bizim her şeyi bilen yönetici elitlerimiz, siyasilerimiz için ekstra maliyet, zaman kaybı olarak algılanmadığı günlere en yakın zamanda kavuşuruz.
