Her Şey Çok Güzel Olacak Mı?

Erhan Ayaz 21/05/2019 - 08:39:24

YSK’nın almış olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin yenilenmesi kararı kuşkusuz yakın siyasi tarihimiz en önemli kırılma anlarından biri olacak. 24 Haziran’da yenilenecek seçimler Türkiye siyasetinde büyük değişimler yaşanmasının ilk adımı olabilecek potansiyele sahip. Nitekim siyasi kulislerde konuşulan konuların çok az bir kısmı gerçekleşse dahi Türkiye siyaseti çok ilginç bir döneme giriyor. Peki, siyasetimizin kendi ilginçliği içerisinde gireceğimiz bu yeni dönemde İBB Başkanı seçilmiş ancak YSK tarafından mazbatası elinden alınmış Erkem İmamoğlu’nun pozitif kampanya stratejisinin en bilinen sloganında bahsettiği şekilde “her şey çok güzel olacak” mı? 
 
Önümüzdeki siyasi sürece değinmeden önce belirtmek isterim ki ben YSK’nın seçimleri yenilemesini hiç ama hiç beklemiyordum. 11 Yüksek yargıçtan oluşan hukuki bir kurumun bu kadar yalın şekilde “sorgulanır” bir karar alabileceğini düşünmüyordum. Yüksek yargı karar alırken çok zor süreçlerden geçer, tüm hukuki dayanakları en ince detayına kadar araştırır, gerekçeleri pek tabi ki yasaya, anayasaya uygundur, mutlaka yasal dayanak göstermelidir. Hepimizin malumu iktidarın seçimlerin yenilenmesi yönündeki talebine rağmen YSK’nın böyle  “sorgulanır” bir karar alabileceğini ben tahmin etmiyordum. Türk demokrasisi adına tarihi bir kararı YSK almış oldu. 
 
“Her şey çok güzel olacak” sloganı ile Ekrem İmamoğlu’nun göstermiş olduğu kapsayıcı ve pozitif kampanya dönemiyle birlikte toplumun önemli bir kısmı geleceğe umutla bakmaya başladı. Değişim özlemiyle birlikte hem Muharrem İnce hem de Ekrem İmamoğlu ile yakalanan siyasi hareketlenme YSK’nın bu kararına rağmen azalmadı ve aksine daha da artarak devam ediyor. Ancak bu olumlu hava daha önceki örneklerde olduğu gibi istenen sonucu getirmeyebilir. Evet, birçok şey eskisine göre çok güzel olacak ama diğer farklı birçok şeyde eskisinden daha kötü olabilecektir.  Örneğin YSK’nın almış olduğu bu karar artık Türkiye’de seçimlerin güvenirliliğini önemli ölçüde zedelendiği algısının oluşmasına neden olabilecektir. 
 
İstanbul nüfus yoğunluğu ve ekonomik yapısı ile birçok Avrupa ülkesinden büyüktür ve İstanbul’u kazanmak Türkiye siyaseti açısından çok önemlidir. Nitekim bu konu üzerine hem iktidar partisinin hem de diğer partilerin çok önemli açıklamaları mevcuttur. Bu açıdan değerlendirildiğinde yenilenecek İstanbul seçimine daha vakur ve sağlam adımlarla yaklaşmak, oluşan aslından olumsuz durum içerisindeki “umut” dolu söylemleri doğru yönetmek Türkiye siyasetinin geleceğini belirleyecek temel unsurdur. Demem o ki, muhalif seçmenin algısında oluşan bu yeni düşünsel dinamiği parti üst yönetimleri daha vakur ve emin adımlarla yönetmelidir ki şu ana kadar atılan adımlar bu gerçekliğin farkında olunduğunu gösteriyor. Vatandaşlara düşen görev de heyecana kapılmadan, değişimin bu kadar kolay ve bir sloganla oluşabileceği algısından uzak, her türlü alternatif senaryoları göz önünde tutarak siyasi tavırlarını göstermeleri gerekliliğidir. Siyaset abartılmış hiçbir duyguyu sonuçsuz bırakmaz. Bu nedenle evet “her şey çok güzel olabilecek” potansiyele sahiptir ancak bu potansiyeli hayatın gerçeklerine ne kadar doğru uygularsanız o oranda sonuç alabilirsiniz. Siyasetin gerçekleri aynı hayatın gerçekleri gibi tahmin edilemez sonuçları ortaya çıkarabilir.