Geçen gün Bodrum Antik Tiyatro’nun önünden geçerken düşündüm. Eski İnsanlar çok önemli ve elzem gereksinmelerinden önce sanat etkinliklerini toplantılarını yapacak 1000-2000 kişilik her biri en az 200 kilo taşları o günün taşıma şartları ile taşıyarak  bir “anfi theater’ı” yapmışlar. Bunların çoğu ayakta kalmış ve etkinliklerimize katkı sağlıyor. Yaptıkları tarihi yapılar günümüzü aydınlatıyor. Yüce Atatürk’ün yaptıklarından sonra gelmiş ve geçmiş iktidarların 1950 yıllarından sonra taş üstüne taş koyanını duydunuz mu gördünüz mü?

-1936 yılında Nuri Demirağ adlı mühendisin bir arkadaşının gayreti ile kurulan yerli uçak fabrikasını, çağdaş öğretmenini, marangozunu, tesviyecisini, mandolin virtüözünü, el sanatı zanaatkârını yetiştirmek için kurulan Köy Enstitülerini ABD Marshal Yardımı  ve yöre Ağa’larından oy almak için kapatılmadığını,

-Ülkenin batı tarafını taşıma su ile değil, emperyalist güçlere el açarak az çok kalkındırılmaya çalışırken, TBMM de kravat takıp oturup duru kendi maaş artırımı ve el kaldırımı dışında halka maaş artışı koklatmayan ve seçilip geldikleri doğu bölgesine yatırım ve eğitim götürmeyerek bugünkü PKK’nın yöre halkı için bir işveren haline getirilmesine yol açtıklarını,

-Siyasi çabalarını, kendi içerisinde iktidar olmak ve amitoz-mitoz bölünme ve kurultaya gitme ile geçiren sol partilerin; sağ partilerin mahallede var olan din anlayışını, kanaat önderi, imam ve tarikat sempatisinin yerini tutacak iktidar olmak için gerekli oy almalarını sağlayacak bir doktrin bir slogan ortaya koyduklarını,

-84 adet çoğu tabela partisi karmaşası dururken cemaatler arası savaşa geçit verilmediğini,

- Elin emperyalistlerine muhtaç olmadan, Dünya’nın en zengin bor ve toryum maden rezervi elinde iken bu rezervi işleyecek teknolojiyi geliştiren bilim insanı yetiştirmek varken, “biz bilim adamı değil ara eleman yetiştiririz” anlayışına sahip bir bakanın iktidarda olmadığını,

- Bir çok gelişmiş batı ülkesinden önce "kadına seçme ve seçilme hakkı" veren bu hakkı tanıdığı halde bu hakkın kullanılmasını dikkate almayan; kadın elinin sıkılmaması, sokakta kahkaha atmaması, hamile dolaşmaması gerektiğini haykırmayan bakanı olmadığını,

-İslam ülkeleri arasında kalkınmış bir ülke olmadığı halde, Batı kulüpçülüğüne karşı olup Versage elbise çorap, Mercedes araba, parfüm kullanılır olma yanlışlığı ve  ithal madde dolar düşkünlüğünü önleyemeyerek ekonomide büyük açıklar verildiğini geçte olsa anlasa ne olur  TL’ye bağlamaya kalkışılmadığını,

-Dıştan komşu ülkeden fiili bir işgal savaş tehdidi olmadığı halde doğu bölgesi insanı kalkınmaya gereksinim duyarken insani yardım için 3 milyon mülteci kabulüne kalkılmadığını ve ekonominin zora girmediğini,

Eski insanlar taş taşıyıp yol köprü yaparken hala faydalandığımız görkemli ses düzen akustiği yerinde bir “anfi theater” yapımı için herhangi bir ülke parasına bağımlı kredi temin ettiklerini düşüneniz olur mu?

Olursa ve hatalıysam beni arayın 0 532 41X XXX