"GÖLGE ETME, BAŞKA İHSAN İSTEMEM!"

GÜLDEN SÖKELİOĞLU 09/12/2021 - 08:09:54

Bu sözü, Makedonya Kralı Büyük İskender'e söyleyen filozof Diogenes( Diyojen)dir.
Diyojen, Anadolu'da, Sinop'ta( Sinope- İyon şehri) doğmuş, Korint'te( Yunanistan) ölmüştür.
(M.Ö.412-M.Ö 323)
Babası, Hikesios, Sinop'ta  bir bankerdir. Ancak, sahte para nedeniyle itibarını kaybeder ve oğlu Diyojen ile birlikte Atina'ya sürgün edilir. 
 
Diyojen, Sokratesçi Okullardan biri olan 'Kinik Okulu'nu kuran Antisthenes'in öğrencisidir. 
'Kinik' eski Yunanca Kyon'un Türkçe karşılığı olan 'köpek' den gelir.
Bu okulun temsilcileri köpekçe bir yaşam sürerler. Bir köpek gibi saldırgan ve hırçın oldukları için bu okulun temsilcilerine 'Kinikler' denmiştir. 'Kinikler', uygarlığı reddederler, hiç bir töreye, kurala ve nezaket kuralına bağlı değildirler. Onlara göre hayatın anlamı, erdemdir. Erdeme ancak tam bağımsızlık, özgürlük ve bilgelikle ulaşılır.
İnsanı bağımlı kılan ve özgürlüğünü elinden alan; gösteriş, şan, şöhret, mal, mülk, makam, mevki gibi dünyevi unsurlardır. 
Bu unsurları reddetmek, erdemli yaşamak, 'Kinikler' için en önemli ilkedir.
Bütün insanlar, sınıf, din, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşittir. 
Saf ve doğal bir yaşamı savunurlar.(1)
O nedenle Diyojen, bir fıçı içinde yaşamıştır.
         *
 
Makedonya Kralı, bütün dünyaya hakim olan Büyük İskender, şehri gezerken fıçı içinde yaşayan bir adam görür. Adam, fıçının içinde güneşlenmektedir. Tüm serveti üstüne örttüğü bir şal ve günlük malzemelerini koyduğu bir torba olan bu adam, ünlü Sinoplu filozof, Diyojen'dir. Büyük İskender'i görmesine rağmen, hiç istifini bozmadan güneşlenmeye devam eder. Büyük İskender'in askerleri, saygısızlığından ötürü Diyojen'i tartaklayacağı sırada Büyük İskender engel olur: " Herkes, Büyük İskender geliyor diye ayağa kalkıyor, sen neden ayağa kalkmıyorsun, yoksa sen, Büyük İskender'i tanımıyor musun?" diye sorar.
Diyojen: "Tanıyorum ve iyi biliyorum" der.
Büyük İskender: 
"Öyleyse, söyle bakalım, ben kimim?" der.
Diyojen ise: " Sen, benim esirimin esirisin" der.
Bu söz, Büyük İskender'i şaşırtmıştır. Atından iner ve : "Ne demek bu?" diye sorar.
Diyojen: "Sen toprak için, mal için insan öldürüyorsun. Halbuki bunlar, benim değer vermediğim şeyler, benim esirim. Sen ise, benim esirime köle olmuşsun. Kim, kime ayağa kalkacak?" der.
Büyük İskender, kimseye minneti olmayan bu adamın büyük bir filozof olduğunu anlar ve O'na kıyak çekmek için:
" Dile benden ne dilersen" der. Diyojen'de:" Güneşimi kesiyorsun, gölge etme başka bir şey istemem!" der. (2)
        *
 
Gündüz elinde fenerle dolaşan Diyojen'i görenler, " Ne arıyorsun?" diye sorunca, O'da: 
" Dürüst bir adam arıyorum" demiştir.
         *
 
Bir gün Atina sokaklarında yürürken, karşışından gelen zengin, soylu birisiyle karşılaşır ve Diyojen'e: 
" Ben sefillere yol vermem" der. Diyojen, kenara çekilir, " Ben, yol veririm" der.
        *
 
Bir gün Diyojen:
" Hey, İnsanlar! Hey, İnsanlar!' diye bağırınca toplanan insanlara:
"Ben, insan arıyorum; pislik değil." demiştir.
        *
 
Etrafına toplanan insanlara ciddi bir konu hakkında konuşurken kimsenin dinlemediğini görünce, susar ve kuş sesi çıkarır. Herkes dikkatle bakınca: 
"Ciddi şeyler söyleyince dinlemiyorsunuz, ama gevezelik yapınca dikkat kesiliyorsunuz" der.(3)
 
       *
Giyime, lükse, makama, mevkiye, şöhrete, para, mal ve mülke  önem vermeyen; sade ve mütevazi bir şekilde yaşayan nice erdemli, bilge insanlar var...
 
Bir lokma, bir hırka yaşayan, Hz. Mevlana;
"Nice insanlar gördüm; üstünde giysi yoktu. 
Nice giysiler gördüm; içinde insan yoktu" demiştir.(4)
 
        *
"Asalet; boyda değil soyda,
İncelik; belde değil dilde,
Doğruluk; sözde değil özde,
Güzellik; yüzde değil, yürekte olur." (5)
Hz. Mevlana
       
       *
 
"Egonun sebebi cehalettir. Çünkü, ne kadar çok bilgi o kadar düşük ego, ne kadar az bilgi o kadar yüksek ego."
Albert Einstein. (6)
 
       *
Sinoplu filozof Diyojen'i 2400 yıl sonra günümüzde yaşatan; insanların gösterişten uzak, sade ve doğal bir yaşam sürmesine; 
bilgili ve erdemli olmasına;
yapmacık ve samimiyetsiz ilişkilerin insanının doğasına aykırı olduğunu savunmasına;
zenginlik, güç ve şöhret, makam gibi kavramlar yerine; akıl, kendi kendine yeterlilik ve özgürlük kavramlarına önem vermesidir.
 
Filozof Diyojen'in elinde feneri ve içinde yaşadığı fıçıyla birlikte  Sinop'ta heykeli vardır.
 
Kaynak:
(1)-İlkçağ Felsefesi
Doç Dr. Mustafa Altınoğlu
Yrd.Doç.Dr. Fatih Taştan
 
(2)-(3)-(4)-(5)-(6)- Google