“Gayri müslimlerden yardım istemek”

Erdil Ünsal 13/06/2017 - 11:30:31

BAE-Birleşik Arap Emir’liği “Katar, Arap olmayan İran ve Türkiye’den yardım isteyemez” açıklamasında bulundu. İslam’da Arap kim Müslüman kim olgusu da zamanın karmaşası ve anlaşılmaz çekişmesine kurban ediliyor. Esasında Arap ülkeleri İslam’ı yozlaştırmada baş mimar olarak Ortadoğu’da ve Afrika’da DEAŞ ve Boko Haram’ı yarattılar. Bu aralarında asırlardır süren Sunni-Şhi çekişmesinin ellerinde bulunan petrol ve doğal gaz rezervleri üzerinde batılı ülkelerin iyice çöreklenmesine sebep olduğunun hala farkına varamadılar. İsrail’le uğraşmasınlar diye başta ABD olmak üzere batılılar nasıl Irak-İran’ı 8 yıl süren bir savaştırdıysalar, şimdi gene bu vazgeçilmez mezhep kavgasını kaşıyarak İsrail’in daha da güçlenmesine ve yeni kurulması muhtemel Kürdistan devletine zemin hazırlamaya çanak tutmaktadırlar. Suudi Arabistan resmi haber ajansında (spa) yer alan bildiride,  Katar'ın desteklediği aralarında dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf  el-Karadavi'nin de olduğu 9 ülkeden 59 kişi ile 12 hayır kuruluşunun "terör  listesine" alındığı bildirildi. Bazı İslam ülkelerinin gayrimüslimlerden askerî, siyasî ve iktisadî yardım istemeleri ve bu istek üzerine körfeze ve kutsal topraklara İslam dışı güçlerin yerleşmesi de tartışmalara yol açtı. Acaba, İslam hukuku yönünden devletlerarası harp ilişkilerinde İslam ülkeleri, bir gayrimüslim ülkeden yardım isteyebilir miydi? Bu gayrimüslim ülkenin, kendi ülkesinde askerî yığınak yapmasına müsaade edebilir miydi? Başta Suudi Arabistan ve Mısır olmak üzere Irak'ın karşısında yer alan İslam ülkelerinin radyo, tv. ve basınında görüşlerini açıklayan ilim adamları, yardım isteğinin meşru olduğunu iddia ederken; Irak ve müttefikleri de bu hadisenin İslam hukuku açısından bir dayanağının olmadığını belirttiler. Çok nazik bir mesele olan bu konuda, Hanefî mezhebi dışındaki İslam hukukçuları (kadıları) ittifakla karar vermişler ve Müslümanların (*)maslahatını da göz önünde bulundurarak, Müslüman muhariplere karşı gayrimüslimlerden yardım istenemeyeceğini söylemişlerdir.(*)maslahat: din açısından muteber olan yararlara denir. Konuyu daha değişik açıdan değerlendiren Hanefîler ise, Müslümanların güçleri, yardımına müracaat edilen gayrimüslimlerden daha fazla ise bu durumda, onlardan yardım alınabileceğini söylemişlerdir. Şafiî, Malikî, Hanbelî ve Zahirî Müctehitler ise, kâfirin Müslüman üzerine musallat kılınmasının doğru olmadığını, hatta ölüm cezasını hak eden bir Müslümanın cezasının infazında bile gayrimüslim bir celladın kullanılamayacağını hükmünü benimsemişlerdir.  BAE-Birleşik Arap Emir’liği “Katar, Arap olmayan İran ve Türkiye’den yardım isteyemez” açıklamasında bulundu. Kardeş İslam dünyasının?? İçerisinde Türkiye, Arap bir ülke olmadığı açık ta acaba gayrimüslim olduğu mu vurgulanmakta? Kur’anı Arapça okuyup hatmeden bir ülkenin ne olduğu din ulemalarınca tartışılacak bir husus. Körfez ülkelerinin bir iç meselesi olan bu hadisenin ne olduğu açığa çıkacaktır. . Resûîüllah (s.a.v.) efendimiz'in Müslümanlara destek sağlamak üzere savaşa katılmak için gelen müşrike "biz bir müşrikten elbette yardım istemeyiz" diye cevap vermesi, savaşta müşriklerden yardım istemenin veya yardım etmek isteyenlerin bu isteğini kabul etmenin caiz olmadığını göstermektedir.(kyn:dr. Ahmet Yaman)

Günlük konuşmalarımızda helal sözcüğü ili ilgili birçok sözcük ve deyim vardır. “helal lokma” “helal süt emmiş” “helal olsun” “Allah helalinden kazanç nasip etsin” bunlardan bazılarıdır. Örneğin; dinin kurallarına uygun olarak çalışarak elde edilen kazanç anlamında “helal lokma” deyimini kullanırız. Doğruluktan ayrılmayan kimseler için “helal süt emmiş insan” diyerek o kimsenin bu güzel niteliğini söyleriz. Dinin kurallarına uygun bir kazanç dilemek için “Allah helalinden kazanç nasip etsin” diyerek dua ederiz. Bir hizmet veya özverinin istenilerek yapıldığını ve takdir edildiğini göstermek için “helal olsun” diyerek takdirimizi belirtiriz. Yine bir davranış karşısında “helal olsun bunu senden beklemezdim” diyerek sitemimizi belirtiriz. Ayrıca, Allah’ı tanık tutarak bir şeyi bağışladığımızı “alacağımı sana helal ediyorum” diyerek ifade ederiz. Sorgulayan  bir kişi olarak o zaman “faiz haram oluyor da, dolarla petrol ve doğal gaz satmak gayrimüslim bir ülkeye yatırım yapmak helal” sayılır mı? Türkler Arap değil elbette bu bir BAEmirliğinin bir dil sürçmesi olsun.

 In the statistics for the first nine months of the year 2016 Saudis purchased 1327 property total spaces more than 550 thousand square meters and Qatar has participated in 16 different sectors in spite of difficult conditions and political uncertainty in Turkey. Arap olmayan ülkeden mal almak o zaman caiz olmasa gerek.

Başlangıçta Müslümanlar bir merkezi idareye bağlı idi ve İslam devleti de tekti. İslam esaslarına göre asıl olan da bu idi. Fakat İslam'ın süratli ve devamlı yayılışı sonunda geniş ve birbirinden çok uzak ülkelerin tek merkez tarafından yönetim altında tutulması güçleşince, Müslümanların ayrı devletlere bölünmesi kaçınılmaz hale geldi.2 Emevîlerin yıkılmasının akabinde Endülüs'te kurulan Endülüs Emevî devleti'yle başlayan bu bölünme, Abbasîlerin zayıflamaya başlamasıyla bağımsızlıklarını ilan eden eyalet valilikleriyle sürdü ve nihayet İslam ülkesi (daru'l-islam) bugün 44 parçaya bölünmüş oldu. Gerek ülke ve gerek fert bazında Müslümanlar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü Kur'an tarafından bir kaideye bağlanmıştır. Hucurat suresi 9. Ayette Müslümanlar arasındaki siyasî ve askerî ihtilafların çözümü yine Müslümanlara bırakılmış.

Günlük konuşmalarımızda helal sözcüğü ili ilgili birçok sözcük ve deyim vardır. “Günaha girmek” “günahı kadar sevmemek” “günahını almak” “günah benden gitti” bunlardan bazılarıdır. Dinî bakımdan suç sayılan bir iş yapıldığında günaha girdi denir. Sevmediğimiz nefret ettiğimiz bir kimse için “günahı kadar sevmem” diyerek ona olan nefretimizi belirtiriz. Cimri kimseler için “günahını vermez” deyimini kullanırız. Bir kimse için haksız olarak kötü düşündüğümüzde kuşkulandığımızda “günahını aldık” sözcüğünü kullanırız. Ben karışmam sorumluluk sana veya ona düşer anlamında “günahı boynuna” sözcüğü ile ifade ederiz. Günah benden gitti “ben görevimi yaptım bundan sonrası için sorumluluk kabul etmem“ anlamında kullanılan söylemler Arap ülkeleri arasında şu sıralar revaçta bir durum göstermektedir.

Arapların Hanefi, Şafi, Selefi bir çok mezheplere bölünmeleri ve hepsinde de sıkışınca gayrimüslimden yardım istemeyi haklı bulan ve bulmayan karmaşasını ortaya çıkardı. Araplar seküler bir yapı gösteremediklerinden ABD, İsrail’le Arap devletlerden daha iyi anlaşacağını umduğu ve kendi içinde birlik olan mezhep karmaşası olmayan seküler Kürt‘lere Ortadoğu’da Kürt devleti kurdurma peşinde olmaları devam etmektedir.

Körfez ülkeleri arasında yurtdışına yatırım yapan başlıca ülke. Arabistan’ın yurtdışı yatırımı 2011 yılı itibariyle 187 milyar dolar ve bu da gayri safi milli hasılasının % 34 ünü kapsamaktadır. Katar yalnız Türkiye’de 16 sektörde yatırımcı ülkedir. Türkiye, Katar’ın yurtdışında yatırım yaptığı 7. ülkedir.

Bizim de Katar’da köprü, havaalanı, baraj inşaatlarımız bulunmaktadır.

İslamiyet’te, kardeş anlaşmazlığında aile dışından kimselerin müdahalesine müsaade edilmemiştir. Saddam ve Kaddafi ile düşülen ihtilafta yurtdışında bulunan paralarına ABD ve UK tarafından nasıl rahatça el koyulduysa, Körfez ülkelerinin birlik olmamaları durumunda aynı tehlike bulunmaktadır.

İslam'a göre, dünya üzerinde yaşayan bütün Müslümanlar, vatanları ve ülkeleri farklı da olsa tek bir ümmettir. Yapma BAE..oyuna gelme!