EBU HANİFE

GÜLDEN SÖKELİOĞLU 15/07/2022 - 09:20:10

İslam dinindeki dört mezhepten biri olan 'Hanefi' mezhebinin kurucusu olan Ebu Hanife, 5 Eylül 699'da İrak- Kûfe'de doğdu ve asıl adı, Numan Bin Sabit'tir.
 
Ebu Hanife, küçük yaşta iyi bir eğitim gördü. Gençlik yıllarında ticaretle uğraştı. Daha sonra ilme yöneldi; Fıkıh,(İslam Hukuku) Hadis(Hz. Muhammet'in sözleri) alanlarında yetkinlik kazandı. 
Irak, mezhep çatışmalarının yoğun yaşandığı bir yerdi. Emevilerin baskıcı tutumu her yerde söz konusuydu.
İmamı Azam, Emevilerin bu tutumunun  İslam ile bağdaşmayacağını açıkça dile getirdiği için bir çok kez tehdit edilir. Bir çok Kelamcı, O'nu 'kafir' ilan eder. Bu konu hakkında ne düşündüğünü soranlara şöyle demiştir:
" Ben onları yalancılık ile suçluyorum, ama kimseyi kâfir ilan edemem".(1)
 
Fıkhi ( İslam Hukuku) kanaatlerine katılsın, katılmasın  çağdaşı olan alimler, Ebu Hanife'nin ilim, cömertlik,  edep, tevazü, cesaret gibi özellikler açısından eşine az rastlanan bir İslam alimi olduğunu belirtirler.
Derslerinde ve ilim meclislerinde herkese söz hakkı verir, aykırı görüşleri dinler, öğrencilerini kendi kanaatlerini bemsemeye zorlamazdı. Tartışma sonunda ulaştığı netice için de, " Bizim kanaatimiz ve ulaşabildiğimiz en güzel görüş budur. Bundan daha iyisini bulan olursa şüphe yok ki doğru olan onun görüşüdür" diyerek diğer görüşlere hoşgörüyle bakar, hem de ilmî araştırmayı sürdürürdü.
 
Ebu Hanife, Halifeyi eleştirdiği gibi, devrindeki âlim ve kadıların verdiği yanlış hükümleri de eleştirmiştir.
 
Kazancına haram ve şüpheli gelir karıştırmamaya özen gösterirdi. Bir defasında ortağı Hafs Bin Abdurrahman'ın defolu bir kumaşı yanlışlıkla normal bir fiyata satması üzerine o parti maldan alınan bütün parayı dağıttığı söylenir.
Hatip el Bağdadi'nin anlattığına göre yıldan yıla kazancını hesap eder, onunla çevresindeki ilim adamlarının, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılar ve onlara, " bunu ihtiyacınız olan yere sarfedin ve sadece Allah'a hamdedin. Çünkü bu verdiğim mal, gerçekte benim değildir; sizin nasibiniz olarak Allah fazl ve kereminden onu benim elimle size göndermiştir."
 
Ebu Hanife, dış görünüşe çok önem verir, temiz giyinir ve çevresindekileri de temiz giyinmeye teşvik ederdi. 
 
Ömrünün 52 yılı Emeviler, 18 yılı Abbâsiler döneminde geçen Ebu Hanife pek çok olaya şahit oldu. Emevilerin
Hz. Ali'nin çocuklarına karşı tutumu sertlesince Halifeyi eleştirmekten çekinmemiştir.
 
Son Emevi Halifesi 2. Mervan tarafından,
Ebu Hanife'ye Kûfe Kadılığı veya Beytulmal Eminliği(Devlet Hazinesi sorumlusu) teklif edilmiş, her türlü baskıya rağmen kabul etmeyince de hapsedilmiş ve dövülmüştür.(747-48)
Durumu ağırlasınca hapisten çıkarılmıştır. Daha sonra Mekke'ye gitmiş, Halifelik, Abbasilere geçince Kûfe'ye(Irak) dönmüştür.
 
Abbasi Halifesi Mansur, kendisine bağlılığını denemek için yeni kurulan Bağdat şehrinin kadılığını teklif etmiştir. Ebu Hanife Kadılığı kabul etmeyince Bağdat'ta hapse atılmış, işkence edilmiş ve dövülmüştür.
 
Ebu Hanife, 767 yılında Bağdat'ta zehirlenerek öldürülmüştür. Kendisine zehir dolu bir kadeh uzatıldığında içmeyecegini, içtiği takdirde bunun kendi canına kastetmek olduğunu söylemiştir. Bunun üzerine kollarından tutularak zehir dolu kadehi kendisine zorla içirmişlerdir.
 
  **
Ebu Hanife''nin sözleri:
 
- Müslüman odur ki, diğer müslümanlar onun elinden ve dilinden selamete kavuşmuşlardır.
 
- Yolda karşılaştığın her müslümana selam ver. Hayır ehlini sev, şer ehlini idare et.
 
- Gençliğinde hep ilimle uğraş. Çünkü gençlik, gönlün ve zihnin boş ve temiz olduğu andır.
 
- Talebelerine, sanki onlar senin çocuklarınmış gibi eğil ki, onların ilme arzularını arttır.
 
- Dünyalıklarına ve bulunduğun haline güvenme. Çünkü Allah tüm bunlardan seni hesaba çekecektir.
 
- Hic kimseyi küçük görme. Kendi vakarını tanıdığın gibi başkalarının vakar ve haysiyetini de koru. 
 
- Cimrilikten sakın. Aç gözlü ve yalancı olma. Saçmalama. Her işinde mürüvetini, insanlığını muhafaza et.
 
- Dünyada çokça haris olma, gönül zenginliği içinde ol. Fakir olsan bile kanaatkârlığını, gönül zenginliğini ortaya koy.
 
- Bütün zulüm saltanatları, bütün yalan ve talan siyasetleri, "Boyun eğmeyin!" buyruğunun gözardı edilmesi yüzünden başarılı olmuştur.
 
- Evlilik hayatının tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmedikçe evlenme. Önce ilim talep et, sonra helâl mal kazan, sonra da evlen.
 
- Bir devlet başkanı, kamu  malından çalar ve halkına ihanet ederse zulme sapmış demektir. Böyle bir durumda onun halifeliği iptal olur ve vereceği hükümler geçerliliğini yitirir.
 
- Bilmediklerim ayağımın altına konulsaydı, başım gökyüzünün en yüksek katına değerdi.
 
- Hakk'ı söyleme konusunda Sultan dahil hiç kimseden korkma!
 
- Bilgisiz kişilerle özellikle dini konularda tartışmaya girme.
 
- Tartışma kurallarına uymayanlar ve çıkar elde etmek için tartışanlarla tartışma.
 
- Konuşurken bağırıp çağırma. Lüzumsuz yere sesini yükseltme. Sakın ve ağır başlı ol.
 
- Dine davetin dışında heva ve heves ehli ile düşüp kalkma. Oyun oynama ve sövüp sayma.
 
- Cahille tartışmak, domuzla dövüşmeye benzer; domuz çamuru sever ama senin üzerine çamur bulaştırır.
 
- İmam-ı Azam( Büyük imam) da denilen Ebu Hanife'nin en önemli sözlerinden biri de: 
" Bir delille kırk akıllıyı yendim ama kırk delille bir cahili yenemedim." (2)
 
  **
 
8. Yüzyılda yaşamış, İslâm'da 4 mezhepten biri olan Hanefi mezhebine adını veren,
Ebu Hanife'den bugüne 13 Yüzyıl geçti.
Değişen birşey oldu mu? 
Takdir, siz değerli okuyucuların.
 
 Kaynak:
(1) Milliyet.com.tr
(2)İslamansiklopedisi.org.tr