Dünya kentlerinin ve yerel yönetimlerin kültür politikalarını şekillendiren en önemli zirvelerden biri olan UCLG Kültür Zirvesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 9-11 Eylül 2021 tarihlerinde İzmir’de düzenlendi. United Cities and LocalGoverments (UCLG) - Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı yeni milenyumla birlikte kültür politikalarının kentler üzerindeki etkisinin önemine eşdeğer etkinlik, zirve,bildiri, beyan vb. birçok doküman oluşturmuştur.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Tunç Soyer’in bizzat katıldığı 11-15 Kasım 2019’da Güney Afrika’nın Durban şehrinde düzenlenen UCLG Kongresi’nde İzmir tam puan alarak Rusya’nın Kazan ile Meksika’nın Merida kentlerini geride bırakmış ve Zirve’ye evsahipliği yapmaya hak kazanmıştı.
Bu önemli Zirvenin son oturumunda ise “Kültür İnsanlığın Geleceğini Kuruyor” başlıklı “İzmir Bildirgesi” yayımlandı. Bildirge yerel yönetimler ve kültürle ilgili tüm küresel aktörlere yeni hedefler için açık çağrı yapmaktadır. Bildirgede kültürel yaşama erişimi ve katılımı artırmak, farkındalık ve hoşgörüyü teşvik etmek, yeni ifadeler yaratmak üzere çalışmaların arttırılması öne çıkan konular olarak özetlenebilir. Böylece “İzmir Bildirgesi” dünya kentlerininve yerel yönetimlerin kültür politikalarını şekillendiren en önemli belgelerden biri olarak literatüre girmiş oldu.
Bu aşamada bahsetmek istediğim kent diplomasisi açısından literatürün geldiği aşamayı özetler şekilde önceki yazılarımdan birkaç not paylaşmak isterim; “Küreselleşmenin olumlu ya da olumsuz değiştirmediği ya da yapısında başlangıcındaki formasyonundan farklılaştırmadığı olgu, kavram ya da durum neredeyse yok denecek kadar az. Bu durum kuşkusuz uluslararası ilişkiler ile diplomasi ve diplomasi araçları için de geçerli. Günümüzde algı yönetimi en önemli konuların başında geliyor. Hemen her alanda hedef kitlenizin sizi tanımladığı ve algıladığı şekilde bir kimlik ya da markaya sahip olabiliyorsunuz. İşte bu durumda kendinizi, kurumunuzu, şehrinizi ya da ülkenizi doğru anlatabilmek çok önemli. Uluslararası ilişkiler alanı bu gerçekliğin farkına vardı ve özellikle Batılı devletler kamu diplomasisi olarak adlandırılanf aaliyetlere yıllardır çok ciddi yatırımlar yapmaktalar.
Geleneksel diplomasinin çeşitlenmesi aslında çok yeni bir konu değil ancak ülke olarak biz siyasi tarihimiz içerisinde yeni denebilecek bir zaman içerisinde bu faaliyetlere başladık. Kamu Diplomasisi ise artık günümüzde dış ilişkiler faaliyetleri içerisinde belki de en önemli alanı oluşturmaya başladı. Malumunuz uluslararası alanda bir ülke veya kent markası yaratmak,bunun neticesinde ülkenize-kentinize yatırımlar çekmek, turizmi geliştirmek, ticareti artırmak, spor, kültür ve eğitim alanlarını katma değer sağlayan alanlara çevirmek kamu diplomasisi ile kent diplomasisi faaliyetlerinin başlıca sebepleri arasında akla ilk gelenler.
Günümüzde kentlerin yarattıkları marka ile katma değerleri en az ülkeleri kadar değerlidir ki artık kent markası yaratmak kent diplomasisi açısından çok önemlidir. Günümüzde kentler ve yarattıkları marka ile katma değer ülkeleri kadar değerlidir ki artık kent markası yaratmak bu açıdan çok önemli bir süreç. New York, Londra, Los Angeles, Paris, Milano, Barselona farklı alanlarda birer marka haline geldiler. Ancak bu kolay ve hızlıca yaratılan bir markalaşma süreci değil. Örneğin Barselona’nın küresel bir marka şehir olmasının temelleri 1992 Olimpiyat Oyunları’nın bu şehirde düzenlenmesiyle başlar. Tüm bu süreçte birçok farklı alanla birlikte en önemli faaliyet alanı yerel diplomasi ya da kent diplomasisinin öneminin fark edilmesiyle olmuştur. Kent markası yaratma ve birer cazibe merkezi oluşturmada yerel diplomasi çok önemlidir. Ayrıca günümüzün sorunları olan küresel ısınma, küresel salgınlar, göç, çevre ve sürdürülebilir kalkınma, akıllı şehirler, radikalleşme gibi alanlar için ortak çözüm platformları ve finansman kaynakları yaratılması için kent diplomasisi politikaları çok değerli bir araçtır.
Türkiye’nin kültürel ve ortak yaşam paydası özelinde dünyaya örnek güzel İzmir’de kent diplomasisi için değerli bir Zirve düzenlenmesi gerçekten çok önemli. Ayrıca memleketimizden Bodrum Belediyesi heyetinin Zirve’de yer alması ve UCLG Kültür Komitesi Özel Danışmanı Cahterine Cullen’in yönettiği oturumda ICLEI Küresel Savunuculuk Direktörü Yunus Arıkan ve İklim Mirası Ağı Koordinatörü Andrew Potts’un katılımcıları olduğu “İklim Krizi’nin Kültürel Boyutu” başlıklı oturumda Sayın Ahmet Aras’ın da konuşmacı olarak yer alması Bodrum kent diplomasisi faaliyetleri için ayrıca önemli bir gelişme olarak değerlendirmek mümkün. Bodrum gibi bir markanın günümüzde kentlerin artan önemiyle birlikte geliştirdiği uluslararası ağlara entegre politikalar çok değerli olacaktır.
Yerelin yaşadığı sorunları küresel tartışmalar içerisinde yönetmek, kentlerin öneminin her geçen gün arttığı bu günlerde değerlendirilmesi gereken önemli bir husus olacaktır. Kent diplomasinin küresel sorunlara ortak çözümler getirmesi, kentin ihtiyacı olan projelere finansman sağlaması, ticaretin ve turizmin çeşitlenmesi ile gelişmesi, belirli alanlarda tecrübe paylaşımı gibi faydaları kent sakinlerine stratejik iletişim metotları kullanılarak aktarmak da bu stratejinin önemli bir parçasıdır. Sayın Ahmet Aras Başkanım ve çok değerli ekibiyle bu önemli konuları İzmir’de değerlendirme imkanı bulduk. Bir Bodrum aşığı olarak memleket için çorbada az da olsa tuzumuz olduysa ne mutlu bana...