Her Cumhuriyet bayramı kutlaması gelirken içimi daraltan bir his kaplar ve yüreğim daralır. Sadece vaziyeti idare ettiğimizi içeren hep aynı söylemler yayınlanır, bayraklar asılır kutlamalar ve fener alayları düzenlenir.
102 yılda irili ufaklı çoğu tabela partisi 157 e yakın parti kuruldu. AKP, AP-Adalet, DSP, SODEP,ANAP, CHP, Güven ,DEVA, Gelecek Partisi bu partilerin aralarında bölünenler oldu.Bölünmekle durumu kurtaramadılar birlik olamadılar. Son 30 yılda BOP-Büyük Ortadoğu Projesi adı altında iktidar, ABD nin istediğini eksiksiz uyguladu. İçlerinde iktidar tarafından satın alınan Truva Atı kişiler çıktı. Yıllar hep sen ben kavgası ile geçti. Hep dış güçlerin müdahalesi ile bölündük söylemleri ve sistemsiz bir seçim sistemi ile halktan oy aldılar. O zaman ABD ılımlı bir İslam modelini iktidara benimsetti. 157 partili bir sistemle kalkınma olmayacağını biliyorlardı. İşte bıçak gibi göğsüme saplanan 102 yılın 30 yılı böyle geçti. Ne yaptın ne yaptık soruları kurcalar beynimi.
Vaziyeti sadece söylemlerle idare edeceğimizi biliyorlardı. Cumhuriyetimizin 102. yılında iktidar son 24 senede halkın büyük kısmına yaptıklarını kanıksattırmayı becerdi. Toplumun her kesimi için adalet, eşitlik, demokrasi istemimize seyirci kalacağımızı vaziyeti söylemlerle idare edeceğimizi biliyorlardı.
Cumhuriyetin bize tanıdığı hakları yeniden kazanmak için sadece söylem ve nutuklarla mücadele veremeyeceğimizi; bazı sol tandanslı laik kabul etiğimiz bazı ilçelerde Lozan, 30 Ağustos ve 29 Ekim törenlerinde, gözlemci polisin laik kesim kişilerinden daha çok olduğun gördük. Bir türlü çoğalamadığımızı anladılar.
Bugün, türlü oyunlarla elimizden alınmak istenen Cumhuriyetin, bize kazandırdığı çağdaş kimliğimizi korumak üzere bir araya gelmek için yeterli uğraş veremediğimizi gördüler.
Tarımı, endüstriyi güçsüzleştirmelerine karşı TOKİ ler sayısını arttırarak köyden şehire göç edenlerin kapıcı olarak iş bulmalarını sağlayarak işsizliği önlediklerini sandılar. Çalıyor ama TOKİ ve yol yapıyor ya maden çıkarıyor ya” yı yandaşlara kolay benimsettiler, kanıksattırdılar.
TBMM de bulunanlar da tamamen hazineden maaş alan noter görevi yapan kişiler olma halinden memnun oldular. Hele hele Cumhur ittifakına ağır sözler sarf ederek iktidar kanadından ayrılan DEVA, Gelecek Parti kurucu başkanlarının eninde sonunda C.Başkanı ile kolkola girecek kadar yakınlaşaacklarını biliyorlardı.
Türk'üm Türkiyeliyim demeyi ortaya attılar, Kürt’üm desen ayrı bir sorun. Şimdilerde ise “Alevi, Kürt ayırımı yok nereden çıkarıyorsunuz” dediler. Doğruyu yapın dedik “Hadi oradan” yanıtı aldık. “Ekonomi berbat iken Suriye’de ne işin var “dedik “külahıma anlat” ı işittik. Yurdumu sevmek dese satmadıkları yer maden kalmadı, Ege adaları işgal altında olmasına hoş baktık. Vaziyeti söylemlerle idare edeceğimizi biliyorlardı.
Soma gibi 307 maden şehiti veren şehit yakını tekmelenmiş, Bartın’da 41 şehit daha verilmiş ölümlere “ fıtrat” denilmeye devam edilmiş ve yine de Soma’dan büyük oy aldılar. IBŞ Belediye seçimini “oy çaldılar” diye YSK yandaşlarına seçimi tekrar ettirerek hazineye oy masrafı yapmaktan ve yenilgiden gocunmadılar. Bu kez muhalif olanları trışkadan yolsuzluk ya da casus luk yaptıkları şeklnde iddialar uydurarak tutukladılar.
TÜSİAD, TOBB gibi STÖ- Sivil Toplum Örgütleri bu gibi benzer suçlamalara sessiz kaldı suçlamaların gittikçe artmasını önleyemedi. Bütün bunlar bize batarken onlar icraat olarak algıladı.
Yukarıda belirttiğim hususların çok çok fazlasını biliyorsunuz ama içimi biraz serinletmek ve ümid ümidini gelecekte bekler olmak istedim..
Cumhuriyet sevdalısı STO-Sivil Toplum Örgütlerinin vaziyeti idare etmek anlayışından kurtularak, Anadolu’da daha somut çalışmalar yapması ümidiyle,
102.Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.