Sevgili Öğretmenimiz Turgut Dereli, şiirlerini, köşe yazılarını ve sosyal medyada paylaşım yaptığı kısa yazı ve yorumlarını derleyerek ‘’ Böyle Düşündüm Böyle Yazdım’’ adlı kitabında yer vermiş. Sağ olsun, adıma imzalayıp adresime göndermiş. Bir kısmını daha önce okumuştum. Sosyal medyada arkadaş olduğumuz ve yazılarını yazılı basında da takip ettiğim için yeniden tekrar da olsa zevkle okudum. Turgut Dereli’nin akıcı dili okumanın keyfini arttırıyor. Bundan 3 yıl önce sizlere ‘’Sandalların Öteki Yüzü ve Bizim Yaşadığımız Muğla’’ adlı eserlerini yine bu köşemden tanıtmıştım.
Kendi kaleminden arka kapak yazısıyla bu güzel kitabın tanıtımı için şunları yazmış:
Uzun süredir sosyal medyadayım. Görüyorum ki herkes burada farklı şeyler paylaşıyor, herkesin sosyal medyaya bakışı farklı. Ben doğa hayranıyım. Çevremdeki doğal güzellikleri gençlik çağımda edindiğim ilk fotoğraf makinemle yıllar önce görüntülemeye başladım. Bu dönemde oldukça zengin bir fotoğraf arşivim oldu. Dijital makineleri bu konuda kolaylık sağladı. Çoğu kez bu fotoğraflar yer aldı benim sayfamda. Ayrıca şiirlerimi, köşe yazılarımı, dergilerde çıkan yazılarımı paylaştım kimi zaman da. Bu kitapta topladıklarım ise Aforizma (özdeyiş), kısa fıkra, kronik, anlatı, anekdot denilebilecek türden kısa yazılarım…Bu paylaşımlarımın bir bölümü gazetemde yer aldı. İzleyen eski öğrencilerim, arkadaşlarım beğenilerini dile getirdiler, bazen de kendi sayfalarına koydular. Dağınık durumda bulunan bu yazılarımı seçerek yeniden düzenleyip kitaplaştırmaya karar verdim. Pandemi dönemi evde kalma zorunluğu da bu çalışmalarımı hızlandırdı. Umarım sizler de beğeneceksiniz.
Turgut Dereli, 1939’da Muğla’da doğdu. İlk ve ortaokulu bu kentte okudu. 1954’te Kasım ayında Muğla’da lise açıldığında o, Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu’nun sınavını kazanmış ders başı yapmıştı. Edebiyat Bölümünü bitirdi. Okulu bitirince Malatya, Adana ve Aydın illerinde çeşitli ortaokul ve liselerde Türkçe edebiyat öğretmenliği yaptı, yöneticilikte bulundu. 1978 yılında Afyon Eğitim Enstitüsü ve İlk Öğretmen Okulu müdürlüğüne atandı. 1979’ da okulun kapatılma kararı üzerine İzmir Eşrefpaşa Lisesi Edebiyat öğretmenliğine atandı. Altı yıl görev yaptıktan sonra 1985 yılında söz edilen okuldan emekliye ayrıldı. Aydın’da Hüraydın gazetesinde başlayan köşe yazarlığını, İzmir’e atanınca sekiz yıl süreyle Türkiye genelinde tarım emekçilerinin sözcülüğünü yapan Üretici Gazetesinde, gazete kapanıncaya kadar sürdürdü. Muğla Devrim gazetesinde bugün de yazıları çıkan Turgut Dereli’nin şiirleri aynı gazetenin Kültür Sanat Eki’nde yer alıyor.
BU TOPRAKLAR BİZİM
Gurur duyuyorum ki Sinop; doğduğu kent olarak Diyojen’e…Samsun ve Trabzon; Amazon kadınlarına…Bodrum; ünlü Tarihçi Heradot’a…Çanakkale Truva’nın Tahta Atına sahip çıkıyor. Belediyeler halkın desteğiyle, bu tarihi figürlerin heykellerini, modellerini yaptırıyor. Diğer kentlerimiz de 1071 öncesinde Anadolu’muzda var olan kültürlerimize sahip çıkmakta. Elbette 1071 ve sonrası Anadolu’ya yoğun Türk göçleri oldu. Anadolu’ya gelen Türkler yerel kültürlerle kaynaştılar, Müslümanlığı ve dilimiz Türkçeyi egemen kıldılar. Şunu asla unutmayalım: Biz Göbeklitepe’den (12 000 yıl) beri burada varız ve bu kültürlerin inşasında rol aldık. Batılı tarihçi ve sosyologlar bizi Anadolu’nun işgalcisi olarak göstermek ve görmek istiyorlar hatta Birinci Dünya Savaşı sırasında:
‘’ Türkleri geldikleri Ortaasya steplerini süreceğiz ’’ diye kampanya başlattılar. Şunu da anımsayalım. Büyük Atatürk; Hititlere ve Sümerlere sahip çıkmış, Hititolog ve Sümerologlar yetiştirilmesini resmen emretmiş ve uygulamaya koymuştu. Son söz olarak derim ki: Halkımız bu konuda duyarlı…Biliyorlar ki onlar da kültürümüzün bir parçası…
Anadolu’nun tüm tarihine ve tarihi figürlerine sahip çıkmazsak; batılıların istediği olacak ve biz bu ülkede misafir gibi duracağız.
Sevgili öğretmenim kalemine sağlık…Başsaray Yayınevi tarafından basımı yapılan ‘Düşün Yazıları’ türü bu güzel kitabını mutlaka okuyunuz efendim. Keyifli okumalar dilerim…