“Balalayka”

Erdil Ünsal 25/01/2018 - 08:11:22

Rus ve İran medyası, Soçi’deki Edoğan-Putin-Ruhani zirvesinde kazananın Suriye Devlet Başkanı Esed olduğunda birleşti. Esed’i özel misafir olarak Soçi’ye çağırıp üçlü toplantı sırasında orada boy göstermesini sağlamanın amacı gayet açık. Esed düşerse, Esed’e karşı 10 dan fazla  muhalif örgüt var. Suriye tekrar IŞID leşir ve İran yönetiminde Hizbullah kontroluna girer. Akdeniz’e açılmak için Rusya’nın Suriye’nin Esed idaresinde kalmasına gereksinim var. Suriye’de Esed’e muhalif örgütleri, Suriye’deki iç savaşta aktif faaliyet gösteren ve Esad Rejimi’ne karşı savaşan muhalif gruplardan en çok öne çıkan Özgür Suriye Ordusu ve Ceyşul İslam.
 
Yok Astana, yok Cenevre’de yok  Soçi’de toplanalım yeni seçim ve Anayasa yapalımı tamamen “tavşana kaç tazıya tut” politasının bir devamı olduğunu sizler tahmin edersiniz. ABD nin Ortadoğu’da bu kadar IŞID tehlikesi varken, Suudi Arabistan’a 300 milyar dolarlık silah satışının arkasındaki amacı da Ortadoğu’da Sunni İslam terörünü sıcak tutmak. İran’a gözdağı vermek.
 
Rusya ve ABD Ortadoğu’da gerçekten barış istiyor ise, Ortadoğu’yu bırak Mısır’a bak için şimdilik yer değiştiren terör yaratmada görevlendirilen IŞID ile Afrika’da Boko Haram’ın arkasında olan finansör devletleri ortaya çıkarmaları gerekir. Yoksa bu Arap yalellisi ve Rus Balalayka’sı muhalif gurup çözüm toplantıları yapıyor mış gibi yapmacık toplantıları daha çok izleriz. Rusya ve ABD  nasıl siber saldırı ve gizli dinleme teknolojisine sahip olarak, Bin Ladin’i,Saddam’ı ve Kaddafi’yi uydularla izleyip inlerinden nasıl bulup çıkardıysa, bu terörü finanse eden devletleri örgütleri bulup bu mezhep savaşlarına son verme erkine de sahip ama geciktirmektedir.  ABD, Ortadoğu’da Kürt devleti kurmak istiyorken YPG den neden vaz geçsin. Rusya da Ortadoğuda hükümranlığını sürdürmek için Araplar gibi fanatik olmayan  seküler Kürt  PKK/YPG i yi o bölgede neden taşaron kullanmasın.
 
Üç büyük devletin ABD, Rusya ve Çin’in dünyada oynadıkları oyunu George Orwell, 1984 adlı eserinde, “her şeyi gören ve bilen bir devlet toplumun tüm denetimine hakimdir” demektedir.. Ülke, Büyük Birader olarak anılan bir lider ve Ingsos (İngiliz Sosyalizmi) Partisi tarafından yönetilmektedir. Parti, iktidarını sürekli gözetim ve muhbirlikle sağlamlaştırmaktadır. Okyanusya (Oceania), Avrasya (Eurasia), Doğu Asya (Eastasia) adlarındaki kıtalar farklı yönetim tarzlarına sahip üç süper gücün kontrolü altındadır. Romanda bu süper güçlerin ne kadar farklı gözükseler de ideolojilerinin aynı olduğu, fakat halkların bunun farkına varamayacak şekilde bastırıldıkları ve bunun da bu üç iktidarın devamı için bir zorunluluk olduğu söylenir. Bu üç süper güç birbirleriyle sürekli bir savaş hali içindedir ve bu süreçte müttefikler sürekli değişmektedir. Savaşların amacı, eskisi gibi bağımsızlıkların korunması değil, ekonomi dengeleri ve iktidar yapılarının korunmasıdır. Roman Okyanusya, Doğu Asya ile müttefiktir. Avrasya’ya karşı savaşırlar. İkinci yarıda ise Avrasya ile Okyanusya müttefik olup, Hindistan’da Doğu Asya’ya karşı savaşırlar. Savaşların bir kurmaca olduğudur. Kimse kazanamayacak, ya da bitirilmeyecektir. Büyük devletlerin geçerliliği bu kurmaca savaşlara bağlıdır.
 
Erdoğan’ın Afrin’e sonra da Menbiç’e girmesindeki acele tutum Büyük Biraderler işe taş koymadan temizleye bildiği kadar terörist YPG yi bir an evvel ortadan kaldırma amacı taşımaktadır. Bu acil savaş telaşı o bölge koridorunda kalıcı olmamanın önceden plandığının işaretidir. O bölgede kalıcı olma ama yaptığın savaş masrafları kalıcı ve ekonomiye yük olsun. Gün ola hayır ola. Bekle gör. Türkiye’nin bu girişimi nereye kadar başarılı olacak.