AYIYA BAK

TURGAY MUTLU 01/07/2020 - 09:58:12

       Muzaffer İzgü’nün Ayıya Bak adlı kitabı, Bilgi Yayınevi tarafından 8 yıl önce yayınlandı. Ayıya Bak, yaşadığımız günlerin kitabı.  Kitaplarıyla milyonlarca okura ulaşan, adı edebiyat ve sinema ödülleriyle anılan ve ülkemizin en çok okunan yazarı Muzaffer İzgü, öyküde gülmeceyi her zaman canlı tutmayı başarıyor. Titiz bir gözlem gücünün, hoşgörüyü elden bırakmayan bir eleştiriyle bütünleştiği, sağlıklı gülmecenin, somut gerçeği aşan sıcak, iyimser ve parıltılı bir sentez biçiminde göz doldurduğu yapıtların yazarı Muzaffer İzgü’den ‘Hiperdiktatör’ adlı öyküsünden kısa bir alıntı:

‘’Ben güçlüyüm, çok güçlüyüm!

Bakışım güçlü, yürüyüşüm güçlü. Ben şöyle bir baktım mıydı insana, o insan tir tir titrer. Dudakları titrer, ayakları titrer, hatta yüreği titrer. Yürümem biraz yappiçtir ama şöyle birinin üzerine iki adım yürüyeyim yeter, gerisine gerek kalmaz, o insan çakal gibi siner, hatta altına kaçırdığı bile olur. Ağzım kovan gibi açılıp, kaşlarım çatıldığında artık ağzımdan ne çıkarsa, makineli tüfek gibi tararım insanı, tar,tar,tar…

Eh işte, Allah vermiş bana bu gücü… Zaten başımı yastığa koydum muydu yastık da benden korkar, yorgan da benden korkar.

Şöyle gözünüzü ayırın bir bakın dünyaya, benden güçlü devlet adamı var mı? Gözünüz haritada dolaşsın, Afrika, Avrupa, Amerika, Asya… Bir tane benden devlet adamı bulun ben o dakika devlet adamlığını bırakıp artık sucuk işine mi soyunurum, bisküvi işine mi soyunurum, buna o zaman karar veririm.

      Yok…Yok…Benden güçlü devlet adamı yok. Şimdi benim gibi adama hiç başbakanlık yakışır mı? Başbakanlık ne ki, bakanların başı. Yani maliyenin başı, milli eğitimin başı, sağlığın başı, onun bunun başı. Bu güce sahip olan bir insan bunlarla mı uğraşır? Çok çok daha büyük şeylerle uğraşır. Beni padişah yapacaklarmış! ‘’Seçin ulan beni’’ , ’’Satın ulan devletin nesi var nesi yoksa’’ , ‘’Satın lan toprakları yabancılara’’. Hele biri gık desin! Diyebilir mi? Haydi bakalım yürekleri varsa insinler de karşıma geçsinler. Benim adamlarım ne güne duruyor, savcılarım, yargıçlarım? Adamı içeriye bir aldık mı, onu artık doğmaz ayın son çarşambası bırakırlar. Ulan aklınıza Ergenekon gelmedi mi? Uydur bir ergene tuttuğunu at içeri de, dünyanın kaç bucak olduğunu anlasınlar. Neyse neyse, zaten karnım ağrıyor, şimdi buzlu bir ayran daha içersem kıvranmaya başlarım. Bu güçle padişahlık bile az gelir bana.’’   

       Yirmi altı mizahi öykünün, hepsi birbirinden güzel. Okurken gülmekten katılıyorsunuz. Tavsiyem, bu gülmece kitabı alıp okumanızdır. Sıkıntılı bir dönemde geçiyoruz. Bir nebze olsun, rahatlamak istiyorsanız alın okuyun. Hiperdiktatör öyküsün kahramanı bana ülkemizden birini anımsatıyor. Siz de aynı düşünceye sahip misiniz? Ayıya bak ayıya… İyi okumalar efendim…