Yeni Nesil Hizmet TNİ FİNANSAL DANIŞMANLIK’tan

Yarımada Gazetesi 04/08/2017 - 17:21:09 Bu haber 1597 kere okundu
Yeni Nesil Hizmet  TNİ FİNANSAL DANIŞMANLIK’tan

Tni Finansal Danışmanlık bir süredir Bodrum iş dünyasında yer alıyor. Konuları ile çok ilginç... Tni Danışmanlık kurucusu Behlül Özkan Özen ile bir söyleşi yaptık, bu söyleşide, iş dünyasının kredilerinden ticaret koçluğuna birçok konuya değindik. İki gün sürecek ropörtajımızın siz okuyucularımız açısından hem keyifli hemde bilgilendirici olmasını amaçladık. 
 
 Tni Finansal Danışmanlık hakkında bilgi verir misiniz ?
 
Öncelikle Finansal Danışmanlık olgusunun anlaşılması, tanıtılması ve firmalarımızın bilinçlendirilmesine yönelik
desteğinizden ve değerli katkılarınızdan dolayı size teşekkür etmek istiyorum.
Size biraz kendimi tanıtmak istiyorum. Ben 1979 yılında denizli de doğdum. 1995 yılında Bankacılık bölümünden
mezun olduktan sonra Yapı Kredi Bankası Denizli Kurumsal şube Muhasebe departmanında göreve başladım. 1 sene
muhasebe departmanında çalıştıktan sonra, aynı bankanın Dış Ticaret departmanı İhracat bölümünde, sonrasında
ise yine aynı bankanın MT ( Ticari Pazarlama ) grubunda çalışmalarıma devam ettim. 1998 yılında Bodrum a tayin
oldum. Sektörde kredi enstrümanları ve ürün yelpazesi artıkça pazarlama ve karlılık agresifleşmeye başladı.
Çalışmaları ve portföyleri ile göze çarpan diğer bankacı arkadaşlarım gibi bazı transferler gerçekleştirdim ve 2006
yılında Fortisbank a, 3 yıl sonra ise Finansbank a transfer oldum. 2015 yılı kasım ayında 20 senelik bankacılık hayatımı
sonlandırarak, bu işi gerçekten özgün bir şekilde yapabileceğim TNİ FİNANSAL DANIŞMANLIK firmasını kurdum.
İçinde bulunduğumuz yılı da dahil etmek gerekir ise TNİ FİNANSAL DANIŞMANLIK firması, içinde 21 yıllık Bilanço,
Finansal yönetim, Proje finansmanı tecrübesi ve anlayışı, Proje oluşturma ve yönetimini barındırmaktadır.
 
 Tni Finansal Danışmanlık firmasının kuruluş amacı nedir ?
 
Kuruluş amacımız, Türkiye de faaliyet gösteren tüm Küçük ve Orta ölçekli firmaların yani KOBİ lerin bankalar ile
aralarındaki köprüyü oluşturmak, firmanın faaliyetlerini ve doğru orantılı bilançosunu düzenleyerek yatırıma
hazırlamak, yatırımın yapılması noktasında bankalar ve alternatif finans kaynaklarından fon sağlanmasına aracılık
etmek, aynı zamanda yeni iş kuracak olan girişimcileri yönlendirme ve sağlam temeller üzerine bir ticarethane
kurulmasına yardımcı olmak, yeni iş fikirleri ve bağlantılarının sağlanmasında, talep eden firma lehine, hukuksal,
vergisel, finans ve finansal yönetim anlamında anlaşmalara aracılık etmek amacıyla 2016 yılında kurulmuş bir
danışmanlık firmasıdır.
 
 Tni Finansal Danışmanlık firmasından ne gibi konularda destek alabiliriz ?
 
Firmamızdan ;
Finansal Danışmanlık Firma ve Banka Arası Köprü Danışmanlık
Eğitim İşletme Koçluğu
Bağımsız Denetim Vergi Hukuku
İç Denetim Risk Konsolidasyonu
Bilanço Düzeltme Renovasyon
Risk Transferi Yatırım Kredileri
Kredibilite Analizi Orta ve Uzun vadeli Krediler
İşletme Finansmanına yönelik Krediler Teşvik Belgeleri
Bakanlık Hibe ve Teşvikleri Tkdk ( Tarımsal ve Kırsal Kalkınma )
Kosgeb Leasing - leaseback
Yenilenebilir Enerji Yatırımları
 
Konularında profesyonel destek alınabilir.
 
 İşletme Koçluğu nedir ve İşletmeye ne gibi faydalar sağlar ?
 
İşletme koçluğuna, bu olguya aynı zamanda yönetim danışmanlığı da denilmektedir. Her iki ifade de henüz
ülkemizde çok yaygın olarak kullanılmamaktadır. Özellikle Avrupa’da belirli bir büyüklüğün üzerindeki firmaların
profesyonel işletme koçlarından (yönetim danışmanlığı firmalarından) firmalarının sağlıklı büyümesi ve devamlılığın
sağlanması için danışmanlık hizmeti almaktadır.
Türkiye’de firma kapanma hızlarını incelediğimizde, aslında işletme koçluğu ihtiyacının son derece fazla olduğu
ancak henüz bu ihtiyacın farkında olunmadığı açıkça söylenebilir.
İşletme koçluğunun ne olduğuna geçmeden önce ülkemizde pek çok firmanın kuruluş ve büyüme aşamalarında neler
yaşadığını özetlemek istiyorum.
Belirli bir sermaye ile firma kurulur, yatırım yapılır ve işe başlanır. Çok geçmeden satışlar başlar ve karşılığında nakit,
Kredi kartı veya çek/senet alınır. Kuruluş aşamasında bunlar zaten hesaplanmıştır. Piyasada alıcı vardır. Daha fazla
satış yapabilmek için daha fazla stok almak ve işletmeyi büyütmek gerekmektedir. Ancak yeterli sermaye
olmadığından dış kaynak ihtiyacı ortaya çıkar. Bu kaynağı sağlamak için finans kurumları ile görüşülür ve kredi
kullanılır. Biz buna büyümek için kullanılan kredi diyoruz.
Zaman geçtikçe işler büyür ve şartlar değişir. Piyasada tahsilat süreleri uzar, alacaklarda sorunlar yaşamaya başlanır,
hammadde fiyatları yükselir,  kar marjı düşer vs. Firma faaliyetlerini sürdürebilmesi için eskiye göre daha fazla dış
kaynağa ihtiyaç duyar. Artık büyümek için kullanılan kredi yerine kısa vadeli borçlarını ödemek için kredi kullanılmaya
başlanır. Firma bu döngüyü değiştiremezse, büyümek için borçlanmış olan firma bir süre sonra borçlarını
ödeyebilmek için büyümek (cirosunu artırmak) zorunda kalır. Çünkü ancak firmaya daha fazla nakit girdisi
sağlanmakla borçlar ödenebilecektir.
Ancak sağlıklı bir işletme, borçlarını çevirmek için değil, karlı bir büyüme için borçlanmalıdır.
İşte İŞLETME KOÇLUĞU VE FİNANSAL DANIŞMANLIK tam da bu noktada önem kazanmaktadır.
Yapılan araştırmalara baktığımızda belli bir ölçek büyüklüğüne ulaştıktan sonra daha fazla büyüme ve başarının
arkasındaki faktörlerin en başında %60 oranla yönetim gelmektedir. Hangi kurumsal yönetim şeklini uygulayacağı
tamamen firmaya kalmış. Ancak büyüyen yapıda, finans, insan kaynakları, üretim, eğitim, araştırma geliştirme
çalışmaları, satın alma ve diğer birimler artık firmanın kuruluşundaki yönetim anlayışı ile yönetilemezler.  İşletme
koçu, firmanın organizasyon yapısını gözden geçirir, eksiklikleri giderir ve daha kurumsal bir yönetim yapısına
kavuşturur.
İşletme koçu ile birlikte firmanızın ihtiyaçları doğrultusunda ve firmanız özelinde belirlenecek konular ile kurumsal
yönetim stratejilerinizi belirleyebilirsiniz.
Finansal Danışmanlık alarak firmasının mali yapısını daha iyi durumlara getiren firmaların yönetim danışmanlığı da
alarak düzelen mali yapılarını uzun vadeli olarak sağlamlaştırmalarını önermekteyiz.
 
 Ülke Ekonomisi nereye doğru gidiyor ?
 
Bu gerçekten çok derin ve geniş bir konu. Ancak bu sorunuza şu şekilde cevap vermek istiyorum Ekonomik
faaliyetlerin bir ülkenin zenginleşmesi ve gelişmesinde önemli katkıları vardır. Ekonomik faaliyetler ne kadar çok ve
büyük olur ise insanların gelir düzeyleri aynı derecede artar. Kişi başına düşen milli gelir artar, yatırımlar ve istihdam
artar, İşsizlik azalır ve yeni istihdam alanları açılır. Ülkede ithalatın azalması ihracatın artması gerçekleşir, vergi
gelirleri artar ve ülke kazanır. Buna mukabil ülkede yatırımların artması banka faiz oranlarına da bağlıdır ve birbirini
destekleyen süreç içinde gelişirler. Bu kapsamda devletin kolları olan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi
 
Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kosgeb, Kalkınma Ajansları vb kuruluşlar ile ülke ekonomisinin
canlandırılması ve geliştirilmesine yönelik çok sayıda hibe ve teşvikler çıkarılmakta ve projelerin hayata geçmesi ile
birlikte biraz önce bahsettiğim sıralama ile ülkemizin gelir düzeyini artırmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla yatırım
yapılmadan önce yada şirket kuruluşu yapılmadan önce mutlaka bunların incelenmesi yada bir finansal danışmanlık
firması ile irtibata geçilmesini öneriyorum.
 
 Bankacılık ve İşletme konusuna değinir misiniz ?
 
Bankacılık ve işletme günümüz bankacılık sisteminde tamamiyle paralel ilerlemektedir. Konuyu biraz açmak
gerekirse, sözün senet olduğu dönemler maalesef çok gerilerde kaldı. Satıcı işletme kendini garanti altına almak için
çek talep etmekte, alıcı firma ise vade yapmak için kredi kartı yada vadeli çek vermek durumundadır. İşletmeyi
kurduktan sonra mal alımıyla başlayan firma ve banka ilişkisi, fatura ödemeleri, alternatif ödeme sistemleri ( kredi
kartı, DBS, otomatik eft ve havale sistemleri vb ) ni mecburen kullanmak zorunda kalmaktadır. Bu işlemler, daha
yolun başında gerçekleşen Firma banka ilişkisidir. Personel maaş ödemeleri, kasanızdaki para, ticaret yapacağınız kişi
ile ilgili istihbaratı bilgi, para transferleri vb daha bir çok konuda firma ve banka, tabir yerindeyse et ile tırnak gibidir
ve ticaret hayatının vazgeçilemez unsurlarıdır. Bu ilişkiyi çok dikkatli ve uzun soluklu kullanma gayreti içinde olmak
gerekir ki, mutlaka ticaret hayatımızın bir döneminde tekrar yolların kesişeceği unutulmamalıdır.
 
 Kredi nasıl kullanılmalı ?
 
Öncelikle kredi gerçekten gerekli mi, mevcut koşullar yada bazı spesifik ve radikal kararlar ile kredi ihtiyacını ortadan
kaldırabiliyor muyuz bu konunun iyi incelenmesi ve doğru analiz edilmesi gerekiyor. Bu kapsamda firmada kredi
kullanımını ortadan kaldıracak materyallerimiz var ise kredi son çare olarak algılanmalıdır. Ancak bu konuda şunu
ayırmamız gerekiyor. Firmanın özkaynağı yani tasarrufunda bulunan bir mevduat bakiyesi var ve bir projeye yani
yatırıma girmek istiyor. Nacizhane benim düşüncem özkaynağa dokunmadan yatırım uzun vadeli kredi ile
fonlanmasından yanadır. Sebebi ise firmanın elinde bulundurduğu fon yani mevduat her zaman en pahalı kaynaktır.
Bir yatırım yapılıyor ise mutlaka ticari amaçlı yapılmakta ve kredi faiz bakiyesi + diğer tüm ünsurlar maliyete ilave
edilerek satışa çıkmaktadır. Doğru pazarlama ve satış taktikleri ile krediyi ödenebilir pozisyona gelir, ancak ülke içinde
bulunan siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar neticesinde ödenemez pozisyona gelinir ise özkaynakdan takviye yapılır.
Bu gerek kredinin seyyaliyeti için, gerekse kredibilite için oldukça önemlidir.
Eğer yatırıma başlanacağı dönemde bir öz kaynak bulunmuyor yada işletme finansmanına yönelik, mal alımına
yönelik veya risk transferine yönelik bir gereksinim doğuyor ise , firmaya fazladan maliyet doğurmamak adına en
uygun vadenin planlanması,hesaplanması, piyasadaki en uygun faiz oranının tespit edilmesi, firma yapısı ve
faaliyetine göre bir ödeme planı talep edilmesi ve uygun teminat yapısının sunulması oldukça önemli bir konudur. Bu
tedbirler firmaya ek finansman maliyeti yaratmadan ve sezonsallığın olduğu bölgelerde ödeme performansını
bozmadan yatırımın yada ihtiyacın karşılanmasını sağlar.
 
 Finansal hedefler ve izlenilmesi gereken yollar nelerdir ?
 
TNİ FİNANSAL DANIŞMANLIK ile tanışmaları gerekiyor 
Firmaya, sektörüne ve faaliyetine göre değişir. Ancak, genel olarak öncelikle sağlıklı bir finansal yönetimin
oluşturulması gerekiyor, ayı zamanda işletme körlüğü dediğimiz her gün rutin e bağlanan işlerin, zamanın efektif
 
olarak kullanılması, buna mukabil üretim, pazarlama stratejilerinin belirlenmesi hayati önem arzediyor. Ama öncelikli
olan tek nokta “nereden başlanıp nereye varılmak istendiği noktasıdır. “ nereye varmak istediğinizi bilmezseniz hangi
yoldan gideceğinizi de bilemezsiniz.
 
 Firmanın alacağı riskler ve bu risklerin firmaya sağlayacağı avantajlar ve dezavantajlar nelerdir ?
 
Bu çok göreceli bir soru, alınacak olan risk firmanın gelmek istediği nota ile ölçülmeli. Varmak istenen nokta neresi ise
bu yolda kazanılacak ve kaybedilecek olan şeyleri iyi hesaplamak gerekiyor, tabi bunun için bir yol haritası, iyi
hazırlanmış bir projeksiyon ve finansal anlamda bir proforma bilanço hazırlanması gerekli.
 
 Finansal yönetim nasıl olmalı ?
 
Finansal yönetim, iyi bir bilanço yönetimi ve planlama gerektirir. Maalesef hala ülkemizde yaptığı ciroyu kazandığı
para olarak gören işletmeler var. Bu şaka değil ve gerçekten 21 yıllık bankacılık hayatımda çok karşılaştığım bir konu.
İşletme yönetiminin 2 ana unsuru vardır. Birincisi Finansal amaçlar, diğeri ise finansal olmayan amaçlardır.
İşletmenin finansal amaçları, parasal ve parasal olmayan amaçlar olarak ikiye ayrılabilir. Parasal amaçlar gelire, nakit
akımına, likiditeye, varlığa ve karlılığa yönelik amaçlar şeklinde beş başlık altında incelenebilir. Gelire yönelik amaçlar
toplam gelirlerin büyüme oranının maksimum kılınmasını içermektedir. Bu amaca ulaşmak için başta faaliyet giderleri
olmak üzere toplam giderlerin minimum kılınması bir zorunluluktur. Ancak bu minimum a indirme operasyonunda
işletmenin faaliyetini olumsuz yönde etkileyecek kararlardan da kaçınma gerekir . Nakit akımı ve likiditeye yönelik
amaçlara ise işletmenin işleyişine uygun bir nakit düzeyi ile çalışılarak ulaşılabilmektedir. Varlığa ve karlılığa yönelik
amaçlar, işletmenin piyasa değerini en üst düzeye çıkarmayı, parasal olmayan amaçlar da işletmenin iç çalışma
ortamının iyileştirilmesini, menfaat grupları arasında çatışmanın önlenmesini, çevreyle olan ilişkilerin düzenlenmesini
hedeflemektedir.
 
 Başta Bodrum da olmak üzere turizm de neden zarar ediliyor ? İşletmelere bu konuda neler önerirsiniz ?
 
Bu konuda oldukça radikal kararlar alınmalı ve bir an önce uygulamaya konulmalıdır. Bu konuda alınması gereken en
büyük karar, uluslar arası düzeyde çok sık fuarlara katılımın sağlanması, ülke tanıtımında ve bölgesel bazda reklam
organizasyon, tanıtım konularında çok agresif bir politika izlenmelidir. Bir örnek vermek gerekirse, Gezi olaylarının
yaşandığı dönemde yabancı basın Bodrum u İstanbul a komşu olarak empoze etmeye çalışmıştır. Ancak bu konuda
herhangi bir karşı lansman yapılmadığını biliyorum. Eğer yapıldı ise de yapan arkadaşlarımdan iyi araştırmadığım için
özür diliyorum. Bu konu yurt dışından ülkemize gelmeyen turisti getirmek için yapmamız gereken konuların başında
gelmektedir.
Alınması gereken diğer radikal kararlara değinmeden önce başka bir konudan bahsetmek istiyorum. ; Bodrum
Ticaret Odasına kayıtlı olan işletmelere baktığımızda, en çok faaliyet gösterilen sektörün %20,37 inşaat sektörü
olduğu ve bunu %11.2 seyahat acentaları, taşımacılık ve otomotiv sektörü ile %11 konaklama sektörü olduğu
görülmekte ve şu anlama gelmektedir. Bodrum bir turizm kenti değil şantiye kentidir. Rakamları yazmak zor değildir
ancak bu rakamların analizini yapmak zor iştir. Hepimiz 1 den trilyonlara kadar saymayı biliyoruz  ancak asıl
bilinmesi gereken nokta bu rakamların neyi ifade ettiğidir.
Bakın size bir tablo göstereyim. Bu bilgileri Ticaret Odasının 2014 – 2017 yılı strateji planı sayfasından almıştım.
Tablolar rakam olarak açık ve net.
 
 
KAPANAN İŞLETME SAYISI
 
2010 2011 2012 2013 2014
Oda
Sicil
Ticaret
Sicil Oda Sicil Ticaret
Sicil
Oda
Sicil
Ticaret
Sicil
Oda
Sicil
Ticaret
Sicil
Oda
Sicil
Ticaret
Sicil
Ltd.Şti 102 53 137 73 156 112 153 93 284 178
Şahıs 21 9 38 18 47 40 57 43 45 24
A.Ş. 3 5 41 10 33 11 42 25 77 52
Koop. 23 52 1 3 4 1 4 4 13 13
İktisadi İşletme 0 0 0 0 0 0 1 0 0 0
Kollektif İşletme 0 0 0 0 0 0 1 0 0 0
Yabancı Şirketin
Şubesi 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
Kamu İktisadi
İşletmesi 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
Münferit Şirket 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
TOPLAM 149 119 217 104 234 164 258 165 419 267
 
Ancak bu tabloyu size kendi dilimde özetleyeyim.
YIL AÇILAN İŞLETME KAPANAN İŞLETME KAPANMA YÜZDESİ
2010 1.192 268 % 22,4
2011 1.291 321 % 24,86
2012 1.277 398 % 31,16
2013 1.660 423 % 25,48
2014 1.693 686 % 40,51
5 YILDA TOPLAM 7.113 2.096 % 29,46
 
Özellikle 2014 yılında açılan işletmeye oranla % 40,51 lik kısmı kapanmış. Bu gerçekten çok büyük bir oran.. Para
kazanamamış, fiyat kırmış, aynı sektörde faaliyet gösteren diğer firmaları de etkilemiş, piyasadaki fiyat dengesini
bozmuş, girişimcinin sermayesi, emeği ve hayalleri boşa gitmiş. Yani yazık olmuş. Bu istikrarsızlığı engelleyecek
tedbirler alınması gerekir.
Gelelim diğer alınması gereken radikal kararlara, sadece bodrum değil tüm Türkiye için bunu belirtmek gerekli,
işletmelerin çoğu amatör olarak faaliyet göstermekte. Bu Amatör faaliyet, profesyonel çalışma yoksunluğu, kalitesiz
hizmet ve algıda körlük olarak ticaret hayatımıza yansıyor. Bu konuda alınması gereken en büyük karar ise birleşme
operasyonudur. Bu çok radikal bir karardır, Ancak firmayı da bölgeyi de kalkındırır. Örnek vermek gerekirse birbirine
komsu 2 pansiyon, yada yakın muhitte yer alan 2 kuaför yada 2 herhangi işletme ( sayısını işletmeler değerlendirsin
) nin birleşmesi gerekmektedir. Bu birleşme sonucunda, sermayeleri ile birlikte daha profesyonel yönetim olgusunu
ortaya çıkaracak, daha kaliteli hizmet verebilir hale gelecek, daha karlı ve daha kazançlı bir şekilde faaliyet
gösterebilecektir. Bu operasyonun yürütülmesi, karşılıklı sözleşmelere dayandırılması ve hukuk zeminine oturtulması
zorunludur ki hiçbir firma zarar görmesin. Ayıca kimse unutmasın aynı gemideyiz…
 
 Tarım ve Hayvancılığı yeniden canlandırmak gerekiyor mu ?
 
Elbette ve çok önemli bir konudur. Türkiye 814.578 km kare dir. Türkiye'nin karasal büyüklüğünün yaklaşık yüzde
31,1'ini tarım alanları oluşturuyor. Tarım alanlarının yaklaşık yüzde 66'sında tahıl ve diğer bitkisel ürünler
yetiştiriliyor, bu alanların da her yıl yaklaşık yüzde 26'sı nadasa bırakılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
verilerinden yapılan derlemeye göre, Türkiye'nin karasal büyüklüğünün (769 milyon 632 bin dekar) yüzde 31,1'i tarım
alanlarından oluşuyor. 239 milyon 430 bin 535 dekarla Türkiye'nin tarım alanı, neredeyse Birleşik Krallık'ın toplam
karasal alanına (241 milyon 930 bin dekar) yakın bulunuyor. Bakın bu konuda şapkamızı önümüze koymamız
gerektiğini düşünüyorum. Şu anda tarım ve hayvancılık ile ilgili devletin çok büyük hibe ve destekleri mevcut.. yani
devlet diyor ki siz yatırımın projesini çıkarın, ben yatırım tutarının ortalama % 70 ini size geri vereyim. Bundan daha
güzel bişey olabilir mi ? her 100 tl lik yatırım tutarının ortalama 70 lirasını devletten geri alıyorsunuz. Üstelik ülke
ekonomisine ciddi anlamda destek sağlamış oluyorsunuz. Bu kanalın aktif olarak kullanılması ile kısaca şu sağlanmış
oluyor, çok basit anlatımıyla sebze üreten kişi kasaba et almaya gittiğinde 1 kilo kıyma 30 tl mi olur !! yada
hayvancılık yapan bir kişi yada firma sebze yada meyve alırken 1 kilo domates 4 tl mi olur demeyecek. Üreticiler de
birleşecek ve direk birinci elden ürettiklerini halka ve işletmelere satışını gerçekleştirecek. Biraz önce de belirttim,
aynı gemideyiz.
 
 Her firma için Finansal Danışman ile çalışmalı mı ?
 
Her firmanın yapısı, algısı, değerleri ve hedefleri farklıdır. Ama her firmanın istediği şey de para kazanmaktır. Bana
sorarsanız hedefi olan, yada mevcut şartlarla daha karlı bir işletme haline gelmek isteyen her firmanın bir finansal
danışman ile dirsek teması halinde olmalıdır. Çünkü patron tek başına, mal alımı, pazarlama, şirket genel idaresi,
personel, reklam, tanıtım, insan kaynağı, vb konularla zaten boğuşmaktadır. Finansal taraf ise hafife alınmayacak
derece önemli bir konudur. Dolayısıyla bu konuya ciddi zaman ve efor sarf etmek gerekir ki, patron bütün bu
saydığım işlerle boğuşurken zaten algıda körlük hastalığına yakalanmıştır. Bu konu felç gibidir. Ayağınızı
oynatamazsınız. Nasıl hasta olduğumuzda doktor a gideriz, yada psikoloğa yada hukuki bir süreçte avukata
danışmaya gideriz, bu da firmanın yönetim hastalığıdır ve mutlaka bir finansal danışman ile ilerlenmesi gerekir.
TNI FİNANSAL DANIŞMANLIK ile çözüm ortağı olarak faaliyet gösteren Vergisel ve Bağımsız İç Denetim, Genel
Denetmenlik, Mali müşavirlik, Adliye Hukuk ve Ceza bilirkişiliği yapan bir kurumu da içinde barındırmaktadır.
 
Dolayısıyla bir firma, bir projede birden fazla kişi ile muhatap olmak yerine 1 muhatap ile ilerleyebilir. İş Geliştirme,
Proje üretimi ve Proje Yönetimi faaliyetlerinde de bulunan firmamız ile dirsek temasında bulunabilirler.
Ben firmalarımıza söyle seslenmek istiyorum,
Siz değerli firma sahipleri ;
Finansal konuların ve ihtiyaçların günümüz koşullarında oldukça önem arz ettiği bu günlerde ;
Firmalarınız ile ilgili “satış, pazarlama, organizasyon, değerlendirme” gibi önemli konuları siz yönetin, asıl hayati
öneme sahip finansal ve mali konulardaki işlerinizi ise biz yönetelim. 21 yıllık bankacılık ve finans deneyimimiz ve
profesyonel finansal yönetim tecrübesi ve anlayışımızla Firmalarınızı birlikte büyütüp karlılığa önemli derecede etkisi
olan bankacılık ve finans yönetimini yaparak yatırımlarınızı daha düşük maliyet ve gerçekten ihtiyacınız olan işletme
finansmanına yönelik krediyi ve gerçekten olması gereken vade ve tutarda yatırım kredisini kullanın.
Teşekkür ederim.

Yorum