FETÖ/PDY çatı davası devam ediyor

Yarımada Gazetesi 21/12/2017 - 08:32:43 Bu haber 475 kere okundu
FETÖ/PDY çatı davası devam ediyor

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Muğla'daki "çatı yapılanmasına" yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 22'si tutuklu 41 sanığın yargılanmasına devam edildi.
 
Tutuklu sanıklar Muğla E Tipi Cezaevinden yoğun güvenlik önlemi altında duruşmanın yapılacağı Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'na getirildi.
 
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın ikinci duruşmasında aralarında örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandıkları iddia edilenlerin de bulunduğu 22’si tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklar hazır bulundu.
 
Duruşmada, tutuklu iş adamı Sami Çoban, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ederek, örgütün Muğla'daki yapılanması ile şirketler ve iş adamları üzerinden yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.
 
İfadesinde, 2015'te vefat eden iş adamı Abdullah Koçer'in, 2009'da kendisini FETÖ'nün Muğla İl İmamı Salih Demirayak ile tanıştırmasıyla cemaatle ilişkisinin başladığını öne süren Çoban, daha sonra kentteki bazı iş adamları ile MuğlaSanayici ve İş Adamları Derneğini (MUSİD) kurduklarını anlattı.
 
Çoban, derneğin başkanının kendisi olmasına rağmen yönetimin ve yapılan çalışmaların ise örgütün firari Muğla İl İmamı Salih Demirayak tarafından belirlendiğini öne sürerek, "Zamanla MUSİD'in nasıl çalıştığını ve yapısını öğrendim. Ben başkan gözüküyordum, ancak yönetimin idaresi tamamen imamlardan oluşuyordu. Muğla MUSİD'in yönetimi İl İmamı Salih Demirayak ve onun belirlemiş olduğu genel sekreterlerden oluşurdu. Genel Sekreterler genelde bölgeci diye adlandırılan kişilerdi." ifadelerini kullandı.
 
Demirayak ve onun gibi il imamı olan tutuklu İlker Kaya'nın kentteki önemli iş adamları ve üst düzey kişileri dernek binasına getirerek sohbetler yaptığını anlatan Çoban, "Dernek tamamen örgütün güdümündeydi. Buraya hayır için gelenler de dini duygular kullanılarak örgütün kıskacına alınıyordu. Dini duygular ile yaklaşamadıkları kişileri de ticari duygularla yaklaşıp örgütün kıskacına alıyorlardı. Bunun en güzel örneği TUSKON'un yurt dışına düzenlediği iş gezileridir." dedi.
 
TUSKON toplantılarında, teröristbaşı Fetullah Gülen kastedilerek, "Onun duasını alalım, onun için bir şeyler yapalım. Onun duasıyla buralara geldik, bu kurumları yaşatalım." gibi sözler sarf edildiğini belirten Çoban, şöyle devam etti: "Fakat 17-25 Aralık'tan sonra örgütün manevi ve ticari anlamda bizi kullandığını anladım. Ben de buna alet olduğum için kendimden utanıyorum. FETÖ, hizmet hareketi diye başlayıp millete ve devlete karşı ihanet hareketine dönüşmüş, devleti sırtından hançerlemiştir. Bu canavar, 17-25 Aralık'ta dişlerini göstermiş, 15 Temmuz'da ise dişleri kırılmıştır. Yıllarca Pensilvanya'nın isteklerine alet oldum ama biz bunu anlayamadık."
 
- "Avukatlardan şirketleri devredin kaçın talimatı"
 
Sami Çoban, 2014 yılında yaşanan olayların ardından İzmir'de il başkanlarının toplandığını ifade ederek, "2014 Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu'nun İzmir'de yaptığı toplantıya 30 kadar il başkanı katıldık. Burada Manisa'dan gelen 3 avukat bize durumların düzeleceğini söyleyerek üzerimizdeki şirketleri üçüncü kişilere devretmemizi, yurt dışına gitmek isteyenler için de Yunanistan ve Makedonya sınırına yakın noktalar belirlendiğini, durumun acil olduğunu söyledi." dedi.
 
Öte yandan örgütün yüksek bedelli kurban hisseleri belirleyerek büyük paralar topladığını anlatan Çoban, "Bir seferinde kurbanımı Sudan'da kestirdim. Sonrasında bu ülkedeki kurban fiyatının bizim ülkemize göre çok daha uygun olduğunu öğrendim ve Salih Demirayak'a bu durumu anlattığımda bana, kurbanın kesildiğini, önemli olanın niyet olduğunu söylemişti. Ancak bizden bin lira toplanırken, Sudan'da kurban 200 liraya kesiliyor ve aradaki paralar da il imamları tarafından Pensilvanya'ya aktarılıyordu." diye konuştu.
 
Duruşmada, Aydın Doğan ile Bodrum'da neden buluştuklarını sorması üzerine Çoban, "Muğla İmamı Salih Demirayak ile Bodrum'a gittik. Burada Aydın Doğan'ın villasındaki bahçede buluştuk. Demirayak, Fetullah Gülen'in selamını Doğan'a iletti, Doğan Medya ve Cihan Medya grubunun yayınlar konusunda ortaklaşa nasıl hareket edecekleri konuşuldu. Konuşmanın sonunda Aydın Doğan da 'Fetullah Gülen'e benim selamımı iletin' dedi." iddialarında bulundu.
 
- “Örgütün şirketinden ayrılamadım”
 
Çoban, TUSKON'un 5. Olağan Genel Kurul Toplantısının 2014 yılında yapıldığını ve toplantıda devlet büyükleri ve hükümete karşı nefret ve hakaret içeren sözler söylenince sinirlenip ayrıldığını öne sürdü.
 
Daha sonra Muğla'da başkanlıktan ayrılmak istediğini ancak İzmir'den gelen iki kişi tarafından tehdit edildiğini öne süren Çoban, şöyle konuştu:
 
"Ben Salih Demirayak'a Bereket AŞ'den de ayrılmak istediğimi söylemiştim. Bu arada Salih Demirayak'ın İzmir'e tayini çıktı, 3 ay kadar irtibata geçemedim, bana "Yeni birisi geldiğinde halledeceğiz' dedi. Muğla'ya Ertuğrul diye birisi geldiğinde beni bu kişi ile tanıştırdı ve devir işlemini halletmesini istedi. Sonraki günlerde Ertuğrul ile çok defa görüşmemize rağmen devir işlemlerini gerçekleştirmedi. Hisseleri üzerimden almazsa önüme gelen bir tefeciye satacağımı söylediğimde beni tehdit etti."
 
Tutuklu iş adamı Çoban, il imamı Salih Demirayak'ın rektörlük seçimleri öncesi Mansur Harmandar ile evinde görüştüğünü ve bu toplantıda kendisinin de olduğunu da öne sürerek, "Burada bir pazarlık yapıldı. Üniversitede cemaate yakın kişiler Mansur Harmandar'ı destekleyecekti, Bunun karşılığında bu kişiler korunacak ve görevlerinde yükseltilecekti. Mansur Harmandar rektör seçildi ve cemaate yakın isimler de kısa sürede desteklendi." iddiasında bulundu.
 
Aynı yöntemin Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı seçimlerinde de uygulandığını ifade eden Çoban, il imamı Salih Demirayak, eski milletvekili Ali Boğa ve MUTSO Başkanı Bülent Karakuş ile bir iş gezisi için ABD'ye gittiklerini, bu gezi sırasında Fetullah Gülen'in de ziyaret edildiğini öne sürdü. Çoban, burada Demirayak'ın getirdiği himmet paralarını Gülen'e verdiğini de iddia etti.
 

Yorum